Edebiyat

İnsanın melezliği, ya da başka bir ifadeyle insanın kendini melezleştirmesi temasını merkeze alan bu metin, insan denilen dolaylı hayvanın izini sürüyor. Bu melezliğin muhtevası nedir, diye sorulacak olursa, tanrı ile hayvanın, hayvan ile meleğin veya belki de hayvanla üstün insanın bir karışımı old..

Edebiyat, sadece hayata ayna tutmak değil, aynı zamanda ona bir yön vermek çabasıdır.Şairler ve yazarlar, yaşantılarını kendi merceklerinden binbir renkte yansıtırlarken; sezgileri, hayalleri, duyguları ve düşünceleriyle çevrelerinin de öncüsü olurlar. Yani, hem hayata kılavuzluk ederler, hem de yen..

Kendime sıkça sorduğum bir soru var: Bugün bana birileri yarın kozmik bir felaketin evreni edeceğini söylese, yani bugün yazdığımı yarın okuyacak hiç kimse kalmazsa, yine de yazar mıyım?İlk anda buna hayır yanıtı veriyorum. Kimse beni okuyamayacaksa neden yazayım ki? İkinci anda yanıtım evet oluyor..

Herkesin Uyuduğu Bir Gezegende U Birini Arayan Bir Gezginin HikâyesiBazı gezegenlerde, insanlar “Tobias ağacı”nın yaydığı zehir yüzünden uyanamadıkları uykulara dalarlar. Sakinlerinin uykuya daldığı gezegenlere “uyuyan gezegenler” denir. Gökevi Hayalet Gezileri isimli şirketin çalışanı olan 303, uyu..

"Bir evrende, gezegenleri ziyaret eden bir çocuk varmış. Bu çocuk, artık uykuda olan gezegenlerin manzaralarını kaydedermiş. Peki, huzurlu uykunun hâkim olduğu bu göklerde ne bulacak?"Gezegenler arası fantastik bir maceraya davet eden bu eser, farklı zaman ve mekanlarda geçen bir yolculuğu konu alıy..

Bir yanda debdebe, lüks ve şatafatın baş döndüren cazibesi... Savaşmaktan yorulan devletlûların hiç bitmeyen eğlence sarhoşluğu... Gösterişli alaylar, köşkler, kasırlar; zevk ve safa ehli yeniyetme zenginler...Diğer yanda devleti kangren gibi saran suiistimaller...Mafyanın, adam kayırmanın, rüşvetin..

"Bu hayatinizi degistirecek."Time OutNeden kahvaltida makarna yemiyoruz? Yemek yerken aldigimiz kararlari, neye dayanarak aliyoruz? Neden kuzu eti yiyoruz ama köpek eti yemiyoruz?Köpeklerini seven Fransizlar, bazen atlarini yer.Atlarini seven Ispanyollar, bazen ineklerini yer.Ineklerini seven Hintl..

1970 yılının Eylül ayında, dünyanın merkezi olma şerefi için yarışan iki mekân vardı: Londra’daki Piccadilly Circus ve Amsterdam’daki Dam Meydanı... 1970 yılının Eylül ayında uçak biletleri ateş pahası olduğundan uçakla seyahat ancak elit kesim için mümkündü. Gençlerden oluşan muazzam bir kitle için..

1970 yılının Eylül ayında, dünyanın merkezi olma şerefi için yarışan iki mekân vardı: Londra’daki Piccadilly Circus ve Amsterdam’daki Dam Meydanı... 1970 yılının Eylül ayında uçak biletleri ateş pahası olduğundan uçakla seyahat ancak elit kesim için mümkündü. Gençlerden oluşan muazzam bir kitle için..

Huzur Sokagi, bugüne kadar milyonlarca okura ulasmis, neredeyse her evin kütüphanesinde yerini almis, soluksuz okunan bir roman. Hatta bir klasik. Sahip oldugu hakli söhretle, yüzlerce baski sayisina ulasan Huzur Sokagi, birkaç neslin kült kitabi haline geldi.Gazetelerde tefrika edildi, beyaz perdey..

Aşk sabır, aşk vefa, aşk hoşgörü ve sadakat... Aşk mutluluğu bekleyen gönüllerin özlem bestesini yapan kutsal bir dua... Aşk gurur ve kalpten silinmeyen duygularla ebediyete yazılan teslimiyet mektubu... Şayet aşkın vuslat varsa hayatın en anlamlı süsü olur. Ayrılık varsa susan gönüllerin sır kasası..

“Zafer Algöz yine yeteneğini konuşturup bizi geçmişe, yaşanan güzel anıların tam göbeğine götürüyor. Her maceranın kahramanı ile el ele, kol kola olmamıza, hep birlikte eğlenerek yeni maceralar yaşamamıza fırsat tanıyor. Ben bu eğlenceyi kaçırmadım, kitabı sizlerden önce okudum; şimdi sıra sizde. Ok..