Sen sevgiline ne verebilirsin sanki? Kalbini mi? Pekâlâ, ikincisine? Gene mi o? Üçüncü ve dördüncüye de mi o?.. Atma be adaşım, kaç tane kalbin var senin?.. Hem biliyor musun, bu aptalca bir laftır. Kalbin olduğu yerde duruyor ve sen onu filana veya falana veriyorsun... Göğsünü yararak o eti oradan ..
Ya kötü diye bir şey aslında yoksa?Ya kötülük dilekleri, tutkuları ve doğru olanlar arasında tercih yapmak zorunda kalan birinin hezeyanlarından ibaretse?Bir insan ya kötülüğü hayal ettiyse ve savaştığı tek şey kendisiyse?İyilik de kötülük de tek bir kişiden meydana geliyorsa doğruluk pusulası nerey..
Bir kalemdan ressamının mektubudur bu satırlar; gölgesiyle dertleşmeye çabalar…Yalnızdır, yorgundur, herkesten ve her şeyden uzaktadır. Sevdalıdır ama karısına mı kalemdanlar üzerine çizdiği latife mi? Yoksa ikisi de aynı kişi mi? Nefret eder ama karısının âşıklarından mı amcasından mı? Ya da belki ..
J. M. Barrie, 9 Mayıs 1860’ta İskoçya’da doğdu. Margaret Oglivy, çok sevdiği annesi, onu diğer 10 çocuğunun arasında yetiştirdi. Barrie 6 yaşındayken, ağabeyi David (annesinin gözbebeği) öldü ve Barrie çocukluğunun geri kalanını, yas tutan annesi avunsun diye, ölen ağabeyinin yerini doldurmaya çalış..
Bir Kalbin Çöküşü, Stefan Zweig’ın psikolojiye duyduğu yoğun ilgiyi yansıtan öykülerinden biridir. İnsan ruhunun en karmaşık duygularından biri olan tutkuyu olanca canlılığıyla dile getiren Bir Kalbin Çöküşü, ruh ikizini Lev Tolstoy’un unutulmaz kahramanı İvan İlyiç’te bulduğumuz yaşlı bir adamın, S..
Orhan Veli'nin hikâyeleri, 1947-50 yillari arasinda Tanin gazetesi ile Seçilmis Hikâyeler ve Yaprak dergilerinde yazarin sagliginda, William Saroyan'dan "serbest" olarak çevirdigi hikâyesi ise ölümünden sonra Vatan gazetesinde (1952) yayimlanmisti.Hikâyeler ilk kez ayri bir kitapta toplanmis ve kita..
Fakat sorarım size: Köylü verdiğine mukabil ne alır? Yolunu kendi yapmaya mecburdur, sokakları zavallı talihinden daha karanlıktır ve mektep, yüz köyün birinde bile yoktur. Candarma oralara asayişten ziyade vergi tahsilini temin için gider. Kendimizi aldatmaya lım, köylü mütemadiyen vermiş, buna mu..
Stefan Zweig’ın öykücülüğünde ayrı bir yer tutan O muydu?, kemirici bir duygu olan şüpheyi eksene alır ve bu duygunun insanı sürüklediği kaygı, sıkıntı ve çaresizlik atmosferinden okura seslenir. Öyküye, Zweig’da benzerine pek rastlamadığımız türden, huzurlu İngiliz taşrasında polisiye bir kurgu eşl..
Çaglayanlar Ahmet Hikmet Müftüoglu’nun hikâyeler araciligiyla Türk kültürü ile ilgili düsüncelerini etkili biçimde dile getirdigi bir eserdir. Türk milletinin içine düstügü zor durumun tesiriyle kaleme alinan eser milletin degerlerine sahip çikmanin önemini haykirir. Yazar, birçogumuzun önemsemedigi..
“Adama yaklaşıp dikkatlice baktı: Vücudunda yara bere olmayan bir delikanlıydı bu. Sadece üşümüş ve korkmuş görünüyordu. Yorgunluktan gözlerini bile kaldıramıyormuş gibi Simon’a bile bakmadan arkasına yaslanmış öylece oturuyordu. Simon iyice yaklaşınca adam birdenbire uyanır gibi oldu. Kafasını çevi..
New York'tan Buenos Aires'e giden bir yolcu gemisinde yolcular arasinda bulunan bir milyoner, dünya satranç sampiyonu Mirko Czentovic'e, ücreti karsiliginda, bir parti satranç oynamayi teklif eder. Ikisinin oyununu izleyen Avusturyali bir göçmen, Dr. B., oyun sirasinda kendini tutamayip onlara karis..